Ders: Almalı mı, almamalı mı?

Nihat Ö. Ayhan
nikocoding.
Published in
9 min readJun 3, 2021

--

Surpriz (!) Fenerbahce yine — yeni — yeniden sil bastan.

Futbol sahalarinda son derece basarisiz bir 3 yil gecirdi Fenerbahce. Son 7 yilda da ne sampiyonluga ne de herhangi bir kupaya ulasabildi. 2014 yilinda elde edilen sampiyonluktan sonra pesi sira yapilan hatalar artarak devam etti ve olumsuz rekorlarin, saniyorum, tamami kirildi.

Daha onemli ve uzucu olan ise Fenerbahce taraftarinin ve bilhassa yeni neslin kirilan kalbi oldu. Eminim gecen surede gorev ve sorumluluk alan herkes bunun bilincindedir ve uzuntuden payini fazlasiyla almistir. Fakat liderligin sorumlulugu, onlari vakur ve sogukkanli olmaya itiyordur. Gunun sonunda biz taraftarlar takip eden, hayal kuran ve dua eden tarafta, edilgen konumdayiz. Onlar ise yoneten, etki eden, sorumluluk alan taraftalar. Hangisi daha zor bilmiyorum, iki tarafta da olmadim ama Fenerbahce taraftarliginin bu aralar epeyi yorucu oldugunu itiraf etmeliyim. En cok da gelecege, eldeki veriler ve referanslar dogrultusunda, umutla bakma konusunda yiprandigimiz gercek. Bunun yarattigi kirilganlik ve karamsarlik da hic suphesiz icinde bulundugumuz donguye olumsuz yonde hizmet ediyor.

Peki Fenerbahce bu donguyu nasil kiracak?

Nedir icinde debelendigimiz bu dongu? Oradan baslayalim:

  1. Yeni baskan, yeni vizyon, yeni bir yaklasim ve yeni hedefler.
  2. Mevcut Teknik Direktor ve/veya “Futbol Akli” ile devam edip uzerine koymak yerine yeni bir akil ile sil bastan.
  3. Hoca gelmeden gonderilen yahut alinan oyuncular. Kisaca yeni hocanin inisiyatifi disinda yapilan bir kadro planlamasi.
  4. Yeni hoca gelene kadar suren spekulasyon, kargasa, enerji israfi, gelmesinin gecikmesinin yarattigi kaygi ve eksikler.
  5. Yabanci, kalibresi yuksek, disiplinli, ekol ulkelerin tedrisatindan gecmis, basarmis, basarinin tadini almis ama hala basariya ac, butcemize uyan, talepleri butcemize uyacak, Fenerbahce DNA’sina uygun, dominant bir hucum futbolu oynatip kazanirken, gencleri de oynatarak gelistirecek, kisaca oyun, oyuncu ve kupa kazandiracak bir hoca arayisi ve bu kriterlere sahip olanlar icinden anlasabildigimiz bir tanesinin goreve gelmesi.
  6. Ilk 3 aylik gecis surecinde, once Samandira’da, sonra sahada huzursuzluk.
  7. Yeni hocanin lige, oyunculara ve ulke dinamiklerine adapte olana kadar gecen «dogal» surede once taraftarda sonra yonetimde sabirsizlik.
  8. Samandira’ya «agabey» takviyesi ve zehirli ok: “Hocamizin arkasindayiz!”
  9. Yatirim yapilan birtakim oyuncularda huzursuzluk, kadro disi birakma hadiseleri, denemelere ve cabalara ragmen suren basarisizlik ve nihayetinde baslayan “Hoca istifa!” tamtamlari.
  10. Ha su mactan sonra, ha bu mactan sonra, olmadi devre arasinda, o da olmadi ikinci yarinin basinda, hoca mefta.
  11. Plan yok, yerine kim gelecek belli degil, 5. maddedeki profil ve yaklasim ile mi devam edilecek bilinmiyor. Dolayisiyla yerine gecici olarak iceriden ya da disaridan bir “Emanetci” geliyor.
  12. Sonra birkac hafta “Ya aslinda emanetciyle mi devam etsek? Fena gitmiyor gibi.” fisiltilari.
  13. Daha sonra, emanetci icin kacinilmaz son. Ve zar zor, ikina sikila yeni bir baslangic karari. Ama durun bir dakika. Yabanci hoca olmadi, bu sefer bize Turk lazim!
  14. Eski futbolcu ya da hoca ama mutlaka camia icinden, ligi bilen, takimi taniyan, bu nedenle gelir gelmez sonuc almaya baslayacak, basarili olmus, gelisime acik, Fenerbahce DNA’sini bilen, 103 gollu sezonu yalayip yutmus, ona gore oynatip kazanacak, yetmez, kazanirken de altyapiya onem verip gencleri kazandiracak yeni bir hoca gelir goreve.
  15. Samandira’da guller acar. Etrafi “agabeyler” sarar. Fenerbahce’nin ne demek oldugu ogle yemeklerinde ve cay molalarinda beyinlere kazinir. Camiaya umut asilanir. Transferler yapilir. “Tamam simdi oldu, Nisan’da sampiyonuz!”tamtamlari baslar.
  16. Ilk duduk ve isler hayal edildigi gibi olmaz. Fenerbahce ne oynamaya calisiyor anlasilmaz. Zaman lazimdir. Bir kazanir, bir kaybeder. Kazanirken umut vermez. Kaybederken asil hatalar konusulmaz. Once plansiz, sonra ruhsuz en son cop diye teneke baglanir, camianin evladi da boylece aramizdan ayrilir.
  17. Aci. Uzuntu. Caresizlik. Umutsuzluk. Kararsizlik.
  18. Ikinci madde ile dongu kendini tekrar eder.

Cok mu uzun? Cok mu abartilmis? Cok mu sacma?

Bence degil; 40 yasindayim, en az 3 baskan doneminde 5 ornek verebilirim yukaridaki donguye. Ikisi zaten son donemde!

Soruya donelim: Fenerbahce bu donguyu nasil kiracak?

Boyle bir donguyu kirabilmek icin oncelikle dongunun farkinda olmak gerek. Cunku yukarida kabaca anlatilmis dongu, zaten sana hatalarini soyluyor. Sadece parcalari birlestirip, ders almani ve (artik) bir noktada dogru rotayi bulup, israr ve sabirla takip etmen gerektigini isaret ediyor. Ama sen mevcut riskten kurtulayim derken, yeni riskler alarak surekli bastan basliyor ve aslinda riski devamli buyutuyorsun. Donguye tahrik veriyor, ona hizmet ediyor, bir parcasi oluyorsun. Sonra hep beraber fare gibi firildagin icinde donup duruyoruz.

Baska dongulerimiz de var, diger kuluplerin de kendilerine has donguleri var karni zayiflatan, kirilganlik yaratan. Zaten basari da, ekseriyetle mayinlara basmamaktan, kirilganliklari yonetmekten geciyor. Makus kirilganliklarinin ustesinden gelen alip goturuyor. Biz de izliyoruz.

Gunumuze donelim: Emre Belozoglu kalmali miydi?

Soruya soruyla cevap vererek baslayacagim: Fenerbahce’ye ne lazimdi?

Ben sayayim:

  1. Oyun, oyuncu ve gelecek planlayabilecek maharette bir “akil”.
  2. Kaybetmeye tahammulu olmayan, tasidigi hirsla kendisini ve etki alanini gelisime zorlayan, inatci, kavgaci bir “lider”.
  3. Tercihen teknik direktorlugun teorisini ve pratigini hatmetmis ya da bu alanda yuksek potansiyele sahip bir “cevher”.
  4. Dahili ve harici iletisimi kuvvetli, etki alanini bir hedefe odaklayip pesinden surukleyebilecek nitelikte bir “anlatici”.
  5. Ulkeye, lige, kulube, finansal kosullara, yonetime, oyuncu grubuna adapte olabilecek, uyum gosterebilecek bir “karakter”.

Genel olarak yukaridaki 5 baslikta siralayabilirim Fenerbahce’ye lazim olan ozellikleri. Ihtiyaclarimizda mutabiksak, soruya donelim:

Hata, Emre Belozoglu’nun kalip kalmamasi degil. Yukaridaki dongu ve ihtiyac listesine baktigimizda gorduklerimiz ve goremediklerimiz.

Filmi biraz geri saralim:

  • Gecen yil Emre Belozoglu, Sportif Direktor olarak cok onemli bir goreve soyundu ve icinde eksikler ve hatalar olsa da, ilk deneyiminde herkesin takdirini kazanan olagandisi bir performansla efor ve aklini kullanip, kulubun kaynaklarini en verimli sekilde kullanarak guclu bir kadro tesis etti.
  • Erol Bulut umutlu ama riskli bir secimdi. Nitekim, belki de musterek hatalarindan en onemlisi bu oldu ve en zayif halka koptu. Devre arasi temel ihtiyacin giderilmemesi de onemli faktorlerden biri oldu ve nihayetinde Emre Belozoglu bu sefer baska bir goreve cagrildi.
  • 10 hafta kala ne oyundan ne de kupadan umut vardi. Once mesajlariyla, sonra deneme yanilmalarla kisa surede bir ahenk yakaladi, radikal hamlelerle cok dar alanda hem oyun hem de kupa icin umut beslenmesini sagladi. Elbette tecrubesizlikleri oldu. Ama yazilanlar da, soylenenler de duruyor, Fenerbahce sezon icinde ilk kez umut verdi, gelecek yilin bir anda favorisi gosterildi. Tarafli tarafsiz herkes, Fenerbahce bunun uzerine koyar ve kendini gelistirirse lige 1–0 onde baslar dedi.
  • Evet, Sivasspor’a yenildik ve sampiyonluk trenini o macta son kez kacirdik. Macin hemen basinda Irfan sakatlandi, oyuna bir turlu giremedik, hatalar yaptik, devre arasi guclu ve hirsli bir sekilde donemedik, Emre Belozoglu da care bulamadi, belki panik yapti ve kaybettik. Anlasilan Ali Koc da o an karar verdi.
  • Lig bittikten sonraki hafta Ali Koc adayligi acikladi.
  • Yaklasik 2 hafta sonra da Emre Belozoglu ile devam etmeyecegini.

Hala sorunun cevabini vermedigimin farkindayim. Yapilmasi gerekeni soylemektense, yapilmamasi gerekeni gostermek istiyorum cunku.

Ali Koc, Erol Bulut ayrildiktan sonra Emre Belozoglu ile ligi bitirmeyi planlayip, o vakit kollari sivayarak aradigi profildeki teknik direktor ile anlassa ve lig bitiminde, adayligini acikladigi gun bunu ilan etse hicbirimiz, kimse elestiremezdi. Cunku bu bir fikir, plan ve kararlilik gostergesi ifade eder, umut verirdi.

Ama goruyor ve anliyoruz ki; ligin sonucu beklendi, uzerine 2 hafta daha dusunuldu, Emre Belozoglu kamuoyuna meze edildi ve nihayetinde menfii bir kararla arayisa gecildi. En iyi ihtimalle Haziran sonunda gelecek yeni bir hoca ve sil bastan baslayacak simdi her sey.

Hangisi daha riskli?

Emre Belozoglu’nu yuksek perdeden onore etse de, toleransin cok az oldugu bir donemde iki taraf icin de riskli buldugunu ifade etti Ali Koc. Dogru mu dogru. Peki hangisi daha riskli?

Alt alta yazalim gorunen avantaj ve dezavantajlari:

Emre Belozoglu:

  • Iki sezon once isler kotu giderken, kendi ifadesiyle, Ali Koc’un futbol aklina danistigi, o gunlerden kurdugu bag ile gecen sezon Fenerbahce futbolunu aklina emanet ettigi bir isim Emre Belozoglu.
  • Yukarida saydigim 5 maddelik ihtiyac listesinin 4,5'unu karsiliyor. Evet, tecrubesi yok ama potansiyeli var. Biri olmadan digeri pek de ise yaramayan bir liste bu. Dolayisiyla tek basina teorik & pratik tecrubenin sonuc verecegini dusunmuyordur eminim kimse. Ya da diger maddelerden patlayan lastikleri hatirlayin bir saniye.
  • Gecen sezon, iki yil ust uste ilk 5'e giremeyen bir enkazi belirli bir seviyede kaliteye donusturmeyi basaran, degisimi planlayan, kurguyu tasarlayan, yerli / yabanci oyuncu grubunu transfer butcesinde arti vererek bir araya getiren ve saygi duyulan, bu takimin mimari Emre Belozoglu. Sakin olun, tek basina yapti demiyorum. Mimar diyorum. Tek basina mi yapiyor binayi?
  • 30 hafta sportif, 10 hafta teknik direktorluk deneyimiyle, oyun ve oyunculari belli bir noktaya getirme isaretleri vermis, oyun ve kadro uzerine yapilabilecek hamleler konusunda hem akli hem baglantilari olan ve bunu en ekonomik ve pratik sekilde halletme becerisine sahip bir futbol akli.
  • Evet genc, deneyimi az, heyecanli, bazen hirsina yenilen, hatalar yapan, suphesiz gelisim icin zamana ihtiyaci olan bir teknik direktor adayi.
  • Ozetle; guclu ve uluslararasi deneyime sahip yerli ve yabanci yardimci antrenor destekleriyle teknik dorektorluge gecis donemini minimum riskle atlatabilirdi Emre Belozoglu.
  • Boylece, o dillere pelesenk oyuna, biraz sabir ve destekle ama daldaki degil eldeki kus ile ulasabilir ve bu yolla kupalara talip olurken bilhassa yerli havuzundaki 15 yas ustu yetenekleri Anadolu Yakasi’na tasiyarak, kulubun finansal gelecegine katkida bulunabilirdik.
  • Finansal gelecek ile ilgili dolayli bir madde eklemek istiyorum. Biliyorsunuz 2018'den beri yerli oyuncularla Turk Lirasi sozlesmeler imzalaniyor ve bu kulupleri doviz karsisinda koruyor. Yabanci oyuncularda ise doviz yukumlulugu ve riski devam ediyor. Emre Belozoglu’nun bir diger dolayli getirisi, yerli oyuncular uzerindeki etkisiyle en kaliteli yerli oyuncularla kadroyu guclendirmek ve boylece yabanci kisitlamasinda avantaj elde ederken, yerli agirli ile doviz yukumlulugu ve riskini azaltmak.

Yuksek Kalibre Teknik Direktor:

  • Nedir Ali Koc’un tarifi: (Dongunun 5. maddesi) Yabanci, kalibresi yuksek, disiplinli, ekol ulkelerin tedrisatindan gecmis, basarmis, basarinin tadini almis ama hala basariya ac, butcemize uyan, talepleri butcemize uyacak, Fenerbahce DNA’sina uygun - dominant bir hucum futbolu oynatip kazanirken, gencleri de oynatarak gelistirecek, kisaca oyun, oyuncu ve kupa kazandiracak.
  • Oncelikle tarifte sikinti var. Boyle bir teknik direktor var mi onu bilmiyorum ama varsa bile bulmak, bulup getirmek, getirip “Buyur gel, kadro bu, senden su oyunu oynatmani rica ediyorum.” demek ve bundan medet ummak modern futbol gercekliginin cok uzaginda.
  • Tarif 10 madde varsayalim, eldeki imkanlarla alasini bulup getirsen 1–2 madde eksik kalacak, her tokezlemede spekule edilecek, goze batacak. Bu kadar detay verip, oynatmasini bekledigin oyunu bile anlattiktan sonra aksi durumlarda once senin sonra taraftarin cani sikilacak. Mustakbel teknik direktorun her kimse, gelmeden onune engeller koymus olacaksin.
  • Cok gorduk “Hucum futbolu oynatacagim, bam bam bam!” diyen teknik direktoru. Kazin ayagi oyle olmadi sonra. Josef ile Topal yan yana oynayinca kurdasen doktu taraftar. Uzerine koyabilsek tas gibi takim yapmisti oysa. Kah basaramadilar, kah sabir gosterilmedi ya da oyuncu grubu uygun degildi. Bak, Erol Bulut sahane ornek. Alanyaspor’da oynattigi futbol icin aldin, kadron ayni oyunu beceremedi, buldugu cozumle mac kazandi ama sen tatmin olmadin. Arka plani bilmiyoruz ama isine karisildi, dik duramadi, kontrolu kaybetti, bitti gitti. Tamam, elbette bir mantalite secimi yaparsin ama arabayi nasil surecegine karismazsin, gitmesini istedigin yeri soylersin sadece.
  • Farz edelim, tarife en yakin hocayi buldun getirdin, kadroyu da eline verdin. Ornegin, Mesut Ozil’i kullanmazsa ne yapacaksin? Yahut yatirim yaptigin, maddi manevi beklentin olan baska bir oyuncuyu? Gozune batmayacak mi? Canini sikmayacak mi? Diyebilirsin ki, “Yeter ki basarili olsun, futbolcuya dayali duzen son bulsun!” Acikcasi bunu destekliyorum. Keske oyle olsa. Benim icin sorun yok ama sen sorun etmeyecegine emin misin? Homurdanmalar baslarsa kararlilikla arkasinda durabilecek misin?
  • Lige, yatirimlarina, oyuna ve oyuncu grubuna adaptasyon ise yine onemli bir baslik. Bakin, benim icin sorun yok, iyi sofor her arabayi kullanir, yeter ki yakiti olan ve fonksiyonlari calisan bir araba ve yol ver. Kendimi bildim bileli teknik direktorleri savundum, gelecek arkadasi da muhtemelen yine en kotu gunde ben savunacagim ama gecis surecinde nelerin konusulacagini hepimiz cok iyi biliyoruz. Camia sabretmek konusunda kendine guveniyor mu? Ya Baskan?

Ezcumle; kisa surede, eksiler ciktiktan sonra alt toplamda oyunu, oyuncu grubunu ve omurgayi bu noktaya getiren, gelecek icin oyun ve oyuncu gelisimi ile umit vaad eden, kendisi de geliserek uzun yillar istikrarli bir sekilde kulube hizmet edebilecek futbol aklina, uzerine koyarak devam etme sansi vermek yerine, sil bastan yapmayi tercih ederek, bence, daha buyuk bir risk aldi Ali Koc.

Ali Koc:

Cok elestirdim ya, okursa hem kendisine hem de cevresine hatirlatmam gerek, soylemeyince unutuluyor bazen, yahut baska yerlere cekiliyor, cigerini bilseler bile. 2012 ve 2013'te o disaridan kulube destek verirken, 2014'de Adalete Fener Yak kampanyasinda, secim oncesi on calismalarda, ne zaman nerede isterse nacizane goruslerimle destek oldum, yine olurum. Bugun, tum hatalarina ragmen hala acik bir sekilde destekliyorum. Lakin benim destek olma anlayisim Sloukas Bey’den biraz farkli. Durust olmak ve gordugun hatayi yuzune soylemekle basliyor benim destek anlayisim.

Tuhaf olan ve bence Ali Koc’un kendine sormasi gereken bir soru var. Ilk sezonunda Damian Comolli’nin futbol aklina guvendi ve emanet etti Fenerbahce’yi. Sonra biraz Damian Comolli biraz Ersun Yanal’a. Pesinden Emre Belozoglu. Her birinin yonlendirmeleri ile yatirimlarimiz oldu. Kazandiklarimiz, kaybettiklerimiz var. Simdi de futbol aklina guvendigini soyledigi insanlarin tavsiyesiyle Emre Belozoglu’ndan cikip yeni bir kart aciyor. 3 yil icinde, bu kadar farkli futbol aklinin etkisinde kalmak, dolayisiyla devamli farkli alanlarda yatirim yapmak dogru ve normal mi? O yatirimlardan hayir gelir mi?

Bana biraz kafasi karisik gibi geliyor. Karsimda kararli, ne istedigini bilen, dogru secimler yapip, yaptigi secimlerin arkasinda istikrarli ve guclu bir sekilde duran yahut zamani geldiginde olmayacak duaya amin demeyip derhal aksiyon alan bir portre gormuyorum ne yazik ki. Tersine, dalgalarla suruklenen, buldugu yere demir atan bir balikci teknesi goruyorum.

Her seye ragmen, Fenerbahce’nin yukselisinin Ali Koc ile olacagina inaniyorum. Siz diyin ders almak, ben diyim ekinoks. Fenerbahce, bir sekilde bu yatirimlarin karsiligini alacak. Daha az hata yapilsa, bu daha erken olacak. Ali Koc, eger pes etmez ve akil yolundan cikmazsa -ya da girerse- mutlaka yaptigi fedakarliklarin -ve evet dogrularin- mukafatini alacak, gecen kotu gunleri telafi edecek. Ama once donguyu fark etmesi sonra da terk etmesi gerek.

Sonuc olarak bir karar aldi Fenerbahce. Simdi en hayirlisini dilemekten baska care yok. Basimiza gelecekleri tahmin edecek deneyime sahip oldugum icin papagan gibi “Uzerine koymak” turkusunu soyleyip durdum kendimce ama kar etmedi. Saglik olsun.

Dilerim bir gun bu dongu kirilir. Buyuk fedakarliklar ve gucluklerle elde edilen kazanimlar ve degerler ragbet gorur, yikip dokmek ve tuketip sil bastan yapmak yerine uzerine koyarak devam edilir ve belki kalici basarilar elde edilir.

Gunun sonunda Fenerbahce ve Emre Belozoglu farkli yollarda devam edecek hayatina. En azindan yakisikli bir ayrilik oldu diye sevinmek lazim.

Oyle degil mi? Bir gun elbet bulusacagiz!

--

--

Driven by a passion to make a difference, I'm exploring how to make it inevitable. Join my journey to uncover the secrets of success and make a lasting impact.